Mart ayında da yeni kitaplar yayınlanmaya devam ediyor. Timaş Yayınları’nın yayınladığı mart ayı programında çok değerli eserler mevcut. Hem çocuklar için hem de yetişkin okurlara özel hazırladığımız okuma listesine buyurun.
İyi okumalar diliyoruz…
Alex Schulman – Malma İstasyonu
Bir tren, enfes bir yaz manzarasında hızla ilerliyor. Yolcular arasında evliliklerinde kriz yaşayan bir çift, bekâr bir baba ve küçük kızı ile annesinin geride bıraktığı gizemin cevabını arayan bir kadın var.
Hepsi Malma İstasyonu’na gidiyorlar ve ne onlar ne de okur kaderlerinin nasıl iç içe geçtiğini, nasıl görünmez ağlarla birbirlerine düğümlendiklerini biliyor.
Esrarengiz Harriet, kontrol tutkunu Oskar ve arayış içindeki Yana – bu karakterlerin her biri, noktaları birleştirmeye çalışırken bir önce zamanın izlerini taşıyor. Karakterlere ait bölümler boyunca onlarla birlikte zamanda yolculuk ediyoruz.
Üç kuşak üzerinden yalnızlıklar, travmalar ve psikolojik bagajlarıyla tamir edilemez ilişkilerin dağıttığı bir ailenin hikâyesini okuyoruz.
Alfred Adler – İnsanı Tanıma Sanatı
Platon – Devlet
Siyasetname Kitaplığı
Platon, bir diyalog silsilesi olan bu eserde adaletin, doğruluğun, erdemin, ahlaksızlığın ve doğru yönetimin doğasını inceler.
Çağdaşları Glaucon ve Adimantus’un, adaletin üstünlüğünün şimdiye kadar hiç kimse tarafından tatmin edici bir biçimde savunulmadığını, bu savunmayı kendisinin dilinden dinlemek istediklerini söylemeleri üzerine Platon, ya da Devlet’te kullandığı adıyla Socrates, adaletin ve adaletsizliğin doğasını sorgulamaya başlar.
Adil insanın mı, yoksa adaletsiz insanın mı daha adil olduğunu görebilmek için öncelikli olarak adil devletin kurulması ve adaletin bu yapı içerisinde gözlemlenmesi gerektiğini düşünerek ideal devleti inşa etmeye girişir.
İnsanı Tanıma Sanatı
Bu kitap, Bireysel Psikolojinin temellerini okuyuculara anlatmayı amaçlayan niteliktedir. Aynı zamanda bu prensiplerin kişinin sadece dünyayla ve çevresiyle olan ilişkilerini değil, kişisel yaşamını düzenleme konusundaki günlük ilişkilerini nasıl etkilediğini pratiğe dökme amacını taşır.
Ahmet Yaşar Ocak – Tarihçinin Yolculuğu
Hamasi veya retçi bir tarih perspektifi yerine sağlam ve gerçekçi bir tarih bilinci, hem içinde yaşadığımız toplumu ve kültürü, hem bir parçası olduğumuz dünyayı daha iyi anlayıp ona göre bir yol çizmemize yardımcı olur, hem de uluslararası meselelerde elimizi güçlendirir.
Ama hamasete dayalı bir tarih perspektifi uluslararası problemlerin çözümünde bizi içinden çıkılmaz zor durumlara düşürür; çünkü gerçek zeminden mahrumdur. Türkiye yıllardır bu açmazı yaşıyor.
Michael Wolfe – Mekke’ye Giden Bin Yol
İbn Battuta’dan İbn Cübeyr’e, Bolognalı Ludovico di Varthema’dan İngiltereli Joseph Pitts’e, Sir Richard Burton’dan Malcolm X’e pek çok ismin hac seyahatinin derlendiği Mekke’ye Giden Bin Yol, Orta Çağ’dan günümüze kadar uzanan geniş bir zaman aralığında hac seyahatinin değişen dinamiklerini ve bu dinamiklere rağmen hac seyahatindeki lezzetin hep aynı kaldığını vurguluyor.
Tehlikeli çöllerden, dağlardan, haydutlarla dolu topraklardan geçerek aylar sonra Mekke’ye ulaşan hacılar ile Jet Çağı’nda uçak biletini alıp Mekke’ye birkaç saat içinde varan hacıların hissettiği ortak duyguları bir araya getiren bu eşsiz koleksiyon.
Talha Uğurluel – Anadolu Türk Tarihi ve Büyük Selçuklu Devleti
Kitapları, televizyon programları ve gezileriyle binlerce insana tarihi sevdiren Talha Uğurluel, sürükleyici üslubuyla, seyahatleriyle, fotoğraflarla ve zengin görsel kaynaklarla süslediği bu çalışmasında Selçukluları anlatıyor.
Cemal Halveti – Allah Kulunu Severse
Osmanlı topraklarında en geniş yayılma alanına sahip Halvetiliğin 15. yy. İstanbul’unun en önemli isimlerinden biri olan Cemâl-i Halvetî’nin tasavvuf klasikleri serimize dahil edilen bu kitapta çok şey öğreneceksiniz.
Mahmud Erol Kılıç – Geleneğin Peşinde
Yunus, Eşrefoğlu Rumi ve daha çağdaş bir isim olan mühtedi Rene Guenon gibi önderlerin metotlarına ve usûllerine referanslar göstererek İslam’ın şekilden ziyade öze ve kemalata vurgu yapan bir gelenek olduğunu vurgulamakta.
Uzun bir aradan sonra Mahmud Erol Kılıç Hoca bu yeni eseriyle tasavvufun meşalesi sönmeyecek bir cevher olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Soner Duman – Bir İmtihandır Dünya
Prof. Dr. Soner Duman bu kitabında, akademik üsluptan uzak, olabildiğince sade, herkesin anlayabileceği bir dille kaleme aldığı yazıların her biri, okuyan kimseyi sıkmadan bunaltmadan bir solukta okuyabileceği büyüklükte.
Her bir konu bir âyet ya da hadis eşliğinde işlenip her bir konunun sonunda o konuya özgü bir dua ile noktalanıyor. Rahatlıkla okunan ve herkese hitap eden sohbet tadında bir başucu kitabı.
Natasha Hastings – Mucizevi Tatlıcılar
Natasha Hastings’in gençler için yazdığı ilk roman olan Mucizevi Tatlıcılar: Buz Panayırı, Mucizevi Tatlıcılar üçlemesinin ilk kitabı. Tarih Bölümü öğrencisiyken bu kitabı tasarlamaya başladığını söyleyen yazar, en büyük ilhamını Londra’nın donan nehirleri üzerinde kurulan panayırlardan ve çalışan kadınlardan alıyor.
Enver Kubilay Yüksel – Saatçilerin Tehlikeli Yolculuğu
Ece Erdoğuş Levi – Benim Adım Şeyy
Kocaman gövdeli Süleyman, geleceğin aşçısı Yasemin ve her zaman yanımda olan Can dostumla çıktığım bu kahramanlık yolunda bana eşlik etmeye var mısın?
Hüseyin Keleş – Yedek Kaleci
Hayallerinin peşinden gitme, hedef belirleme, azim ve disiplinle ilgili ilham verici bir macera…
Yavuz Yiğit – Heyecan Aşısı
Öğretmenler sınıfa bir kürsü yaptırdığında Duru çok sinirlenmişti çünkü sahneye çıkıp bir şeyler anlatmak zorunda olması onu hiç memnun etmemişti.
Önceki deneyimleri ve heyecanlandığında kendini kontrol edememesi durumu onu oldukça geriyor. Emekli bir öğretmen olan dedesinin ise harika fikirleri var.
Ona heyecan aşıları yapmak. Duru dedesinin verdiği görevleri yaparak küçük heyecanlanma deneyimleri yaşıyor ve sonunda sunum için kendini hazır hissediyor.
Sonuçta o şunun şurasında görev için de olsa kalabalık bir caddenin karşısındaki hayali arkadaşına “Şukufee Nasılsın’ diye bağırmış insan.
Caner Sarıoğlu – Dünyanın En Korkak Hayvanı
Vombat, dünyanın en korkak hayvanı. Ama bilime olan merakı ve araştırma hevesiyle, her türlü zor durumdan kurtulabileceğini biliyor. En azından kendine olan güveni sayesinde her seferinde kurtulmayı deniyor.
Vombat’ı en yakın arkadaşları şöyle anlatıyor: ‘Korkak ama çaresiz değil. Vombat’laysan her zaman umut var.’ Yer altında geçen bu hikâyeye daha yakından bakmak ister misin?
sayfası için iletişim: